nasır tedavisi
İşe yaramayan doğal yöntemlerle zaman harcamayın. Radyofrekans yöntemi ile nasırlarınızdan kurtulun
Kapsamlı Muayene Talep Formu
Merak ettiklerinizi hiç çekinmeden bizlere sorun doktorlarımız cevaplasın
İşe yaramayan doğal yöntemlerle zaman harcamayın. Radyofrekans yöntemi ile nasırlarınızdan kurtulun
Kapsamlı Muayene Talep Formu
Merak ettiklerinizi hiç çekinmeden bizlere sorun doktorlarımız cevaplasın
Nasır, zamanla sertleşen ve ağrı vermeye başlayan bir cilt hastalığıdır. İlerleyen aşamalarda sarı akıntı ve iltihaplanma da görülebilir. Günlük aktiviteleri yerine getirmek oldukça güç bir hal alabilir. Hoş bir görüntü oluşturmamasının yanında nasırlı bölgenin üzerine basmak ve ayakkabı giymek acı verici olur. Bu durumda uzman bir doktora başvurmanız sizin için yapılacak en doğru şeydir. Uzman kişiler tarafından yapılan fiziksel muayene ile kolaylıkla nasır teşhisi koyulur. Kişiye özel olarak, nasırın durumuna, nasır kökünün derinliğine, iltihaplanma durumuna ve nerede meydana geldiğine göre uygun tedavi yöntemleri belirlenir ve uygulanmaya başlanır. Cerrahi müdahaleye gerek kalmayan nasırlarda, doktor tarafından uygun görülen asidik solüsonlar kullanılabilir. Bu ilaç içerdiği kimyasallar ile yanlış kullanım sonucu maalesef sağlıklı deriye zarar verebilir. Bu yüzden oldukça dikkat edilmesi gerekmektedir. Nasır bantları ile tedavi yöntemi de uzun süreli ve düşük başarı oranına sahip bir yöntemdir. Nasırı koterle yakma işlemi, ilaç tedavisinin uygun olmadığı nasırlarda kullanılan yöntemlerden birisidir. Bu yöntemde, yakma işleminden sonra uzman kişiler tarafından nasır kökü tamamen temizlenir. Bu işlemde hafif yanma hissi oluşabilir. Bu yöntemin bir benzeri de nitrojen gazı ile nasır dondurma işlemidir. Bu yöntemde de dondurma işleminden sonra nasır, neşter ile kısa bir sürede uzman kişiler tarafından temizlenir. Bu tedavi yöntemlerinde müdahale sırasında, sağlıklı dokuya da zarar verilebilir ve daha büyük yaralar oluşmasına neden olunabilir. Nasır kalıntısının kalma ihtimalinin bulunması, bu tedavi yöntemlerinin başarı oranını düşürmektedir. Uygulanan bu tedavi yöntemlerinden sonra hasta, 1-2 saat içerisinde günlük hayatına geri dönebilir.
Son yıllarda en çok tercih edilen tedavi yöntemi hasta açısından daha konforlu, modern, kısa sürede iyileşme sağlayan ve ağrısız olarak geçekleştirilen radyo frekans tedavisidir. Bu yöntemde, ağrı hissedilmemesi için lokal anestezi ile bölge uyuşturulur. Nasır çekirdeğine radyo dalgaları gönderilmeye başlanır. Nasır çekirdeği tamamen çıkarılır ve nasır alınan bölge kapatılır. 10 dakika kadar kısa bir sürede tamamlanan tedavinin uygulanma sırasında kanama olmaz ve dikiş atma ihtiyacı hissedilmez. Pansuman ile yara kapatılır. Uygulanan bu tedavi yönteminden sonra, hasta aynı gün eve gidebilir. Kısa bir süre tedavi edilen bölgenin üzerine basılmamalı ve dokunulmalıdır. 2-3 hafta pansumana devam edildikten sonra, yara yeri yumuşak deri ile kaplanarak iyileşir. Radyo frekans tedavi yönteminde başarı oranının yüksek olmasının nedeni, işlem sırasında nasırlı dokunun tamamen alınması, kalıntı bırakılmamasıdır. Sağlıklı dokuya zarar vermediği için gereksiz yere müdahale edilen alan büyütülmemiş ve en kısa sürede iyileşme sağlanmış olur. Nasır büyüklüğü ve derin köklü olması durumunda iyileşme süreci değişebilir. Cerrahi müdahale gerektiren derin köke sahip nasırlarda, lokal anestezi altında nasır kesilerek alınır ve dikiş atılır. Bu müdahale ile nasır kalıntısı kalabilir. Sağlıklı doku sınırını belirlemek oldukça zordur. Bu yüzden sıklıkla gereksiz yere sağlıklı doku alınarak yaranın büyümesine sebep olunur. Bazı durumlarda yara, dikiş ile kapatılamayacak kadar çok büyük olabilir. Bu işlemler sonunda diğer yöntemlerin aksine nasırlı bölgede ağrı ve acı hissi yaşanabilir. Bu nedenle teknolojinin gelişmesi ile birlikte geleneksel cerrahi ile tedavi yöntemlerinin yerini daha konforlu, pratik ve ağrısız yöntemler tercih edilmeye başlanmıştır.
Nasır hakkında merak ettiğiniz tüm konularda sizlere yardımcı olmak için 7/24 hizmetinizdeyiz. Merak ettiklerinizi sorun ve uzman doktorlarımız cevaplasın
Bilgi & Talep Formu
Bu bölümde sizlerden nasır ve tedavi yöntemleri hakkında en çok merak edilen soruları cevaplamaya çalıştık.
Vücudumuzu dış etkenlere karşı korumak için sarıp sarmalayan derimiz, gün içinde çeşitli baskı ve basınçlara maruz kalır. Bu basınçlar karşısında savunmaya geçen deri üzerinde nasır adını verdiğimiz ölü dokular oluşmaya başlar.
Ayak tabanlarında, topuklarında ve kenarlarında daha sık karşılaşılan, bulaşıcı olmayan bu cilt hastalığı, nasırın sertliğinin artması ve kökünün daha fazla derinleşmesi ile son derece acılı bir rahatsızlık halini alır. Zamanla nasırın rengi değişir, boyutu büyür ve uç bölgesi oluşur. Parmak arasında oluşan nasırlar görülme ihtimali daha az olan bölgeler olduğu için ileri aşamaya geçinceye kadar genellikle fark edilmez.
Uzun süre ayakta kalması gereken, basış bozukluğu yaşayan, fazla kilosu olan, ayak yapısına uygun olmayan biçim ve şekle sahip, yüksek topuklu ve sert tabanlı ayakkabı seçimi yapan kişilerde, vücudun bütün ağırlığını taşıyan ayakların çeşitli noktalarında basınç noktaları oluşur. Fazla sürtünme ve basınç sonucu da nasır oluşumu gerçekleşir. Başlarda sertleşme ile başlayan rahatsızlık, çok ağrı vermediği ve günlük yaşantıyı olumsuz etkilemediği için ilk aşamalarında genellikle umursanmaz. Fakat zamanla sertlik arttıkça ağrı şiddeti de artar, hatta iltihaplanma ve akıntı oluşabilir. Bu derece ilerleyen nasır rahatsızlığı bulunması durumunda, ayakkabı giymek ve nasırlı yerlerin üzerine basmak oldukça güç bir hal alır. Ellerinde basınç oluşturacak şekilde çalışan insanların da özellikle basınç noktalarındaki el derisinde özellikle avuç içleri, parmak üstleri ve parmak aralarında önce sertleşme daha sonrasında ise tedavi edilmemesi durumunda da nasırlar meydana gelir
Ağrı yaşatması dışında estetik olarak da hoş bir görüntü oluşturmayan nasırlar, büyüklüklerine ve sertliklerine göre çeşitlendirilirler. Genellikle ayak parmaklarının birbirine sürtmesi ve aralarının nemli kalması ile oluşan kızarık ve hassas nasırlar yumuşak nasır olarak adlandırılır. Çok fazla ağrı hissettirmeyen bu çeşit nasırlar 1-4 cm boyutlarındadır. Ayak tabanlarında ve yanlarında fazla basınç alan noktalar üzerinde oluşan, derin köke sahip olan nasırlar da sert nasır olarak adlandırılır. Bu aşamadaki nasırlar oldukça acı verici ve günlük yaşantıyı olumsuz etkileyici olabilirler. Sarı renklidirler ve bazen de iltihaplanma durumu söz konusu olabilir. Genellikle topuk bölgesinin yan kısımlarında görülen ve ölü dokusu kolayca temizlenebilen nasırlar ise topuk nasırları olarak adlandırılırlar. Bu tip nasırlar üzerine baskı uygulanmadığı zaman ağrı verici değildirler.
Günlük alışkanlıklarınızda yapacağınız basit değişiklikler ve alacağınız önlemler ile el ve ayak sağlığınızı koruyabilir, nasırların önüne geçebilirsiniz. Yapılması gereken şey basıncın ortadan kalkmasını sağlamak ya da bu konuda koruyucular kullanmaktır.
– Öncelikle yapmanız gereken şey yanlış ayakkabı seçiminden vazgeçmek olmalıdır. Ayak yapınıza uygun, aşırı bol ya da sık olmayan, yumuşak tabanlı, 6 cm’den fazla topuğu olmayan, ortopedik, yumuşak tabanlı ve rahat ayakkabılar tercih etmelisiniz.
– Sürekli yürümenizi ya da ayakta durmanızı gerektiren bir işte çalışıyorsanız, duruş şeklinize dikkat etmelisiniz. Yanlış duruşlar, ayaklarınızda farklı basınç ve sürtünme alanları oluşturarak nasır oluşmasına neden olmaktadır.
– Çorapsız ayakkabı giymemeli, ayaklarınızı terletmeyen pamuklu çorap tercih etmeli, mümkün ise gün içinde çoraplarınızı değiştirmeli ve ayaklarınızı rutubetli bırakmamaya özen göstermelisiniz.
– Cildinizi kuru bırakmamalı, ellerinizi ve ayaklarınızı sık sık nemlendirici kremler ya da yağlar ile nemlendirmeye özen göstermelisiniz.
– El ve ayak bakımına ve hijyenine özen göstermelisiniz.
– Ağır ekipman kaldıranlar, müzik aleti çalanlar ve bahçıvanlık, marangozluk gibi ellerinde sürekli aletle çalışmasını gerektiren meslek gruplarında olanlarda daha sık görülen el nasırının önüne geçmek için koruyucu eldivenler kullanmaya özen göstermelisiniz.
– Beslenme düzeninizde yapacağınız değişiklikler ile de nasır oluşumunu engellemek yönünde büyük faydalar görebilirsiniz. A ve E vitamini içeren sebze ve meyveler tüketmeniz, nasır oluşumunun önüne geçecektir.
Nasır hakkında merak ettiğiniz tüm konularda sizlere yardımcı olmak için 7/24 hizmetinizdeyiz. Merak ettiklerinizi sorun ve uzman doktorlarımız cevaplasın
Bilgi & Talep Formu